Macunlama ve zımparalama işlemi bedenen bıkkınlık ve yorgunluk veren bir iş olduğu için bir, iki hafta kadar kendime zaman ayırdım. Hem ruhen hem de bedenen dinlenmeye, kendimi motive etmeye ihtiyacım vardı. Bu sürede denizde zıpkınla balık avı ve komşumuzun gezi teknesinde palamut avına çıktım. Yani benim stresimi, yorgunluğumu tek alabilecek yer denizin ta kendisiydi. Huzur her zaman denizde.
Dinlenme sürecinde boş durmadım tabii… Aksesuarların, krom malzemelerin yerlerini araştırdım, yer belirlemesi yaptım. İlk defa yelkenli tekne gören biri için koyulacak bir cıvatanın bile çok büyük önemi olduğu aşikardır. Macunlama işleminden sonra tekneyi araba fırçası ve basınçlı su ile iyice yıkadım, bir-iki gün kurumaya bıraktım.İki gün sonra polisanın epoksi boya astarını rulo fırçayla 4lt bitene kadar su hattının altına, karina bölgesine üç kat, su hattı üstü borda güverte üstü iki kat olacak şekilde yedire yedire sürdüm.
Hava 20 derece civarı güneşli olduğundan atılan astar boya 2 saat içinde kuruma gösteriyordu yani ben baş omuzluktan pupaya varana kadar boya kuruyordu. Hiç ara vermeden katları atmak mümkün oluyor, işimi hızlandırıyordu. Ben, o gün acele etmeden kafamda bir günü ayırmıştım astar boya uygulaması için. Astar boya hızlı kuruyan elementler içerdiği için azar azar kutudan alarak kullanmama rağmen sonlara doğru boyada donmalar başlamıştı. Epoksi tiner ile hafif seyrelterek kalan boyayı da uyguladım. Sonuç güzel gözüküyordu, çıkan eserden memnundum. Macun astarı ile boya astarı farklıydı. Macun astarı zımpara gerektirmeden tutuculuğu artırmak için pürüzlü yüzey bırakıyordu, boya astarı ise hafiften ince zımpara gerektiren bir ara kattı. Ben zımpara olarak 800 kum ile devam ettim. Daha ince zımparalar hemen doluyor, sorun yaşatıyordu. Ben hep deneme-yanılma yöntemi ile gittim. Zımpara, su zımparası olduğu için gözenekleri doldukça kovadaki suya bıraktım, çözülen ile devam ettim. Eğer benim gibi dar gelirli imkanlara sahipseniz korkmayın. Deneme yanılmayla da çok kayıp vermeden çözebilirsiniz. Para sıkıntınız yoksa zaten hiç uğraşmayın, verin profesyonel bir ustaya. Ama unutmayın, kendi yaptığınız kadar hiç bir şey başarmış olmanın hazzını yaşatamaz. Belki fakirin tesellisi de böyle oluyor diyeceksiniz, olsun:) Ben yaptıklarımdan ötürü kendimle gurur duyuyorum.
‘’4 m sandal alsam bakabilir miyim, uğraşabilir miyim?’’den çok ilerdeyim. Artık 9 m boyunda içerisinde konaklayabileceğim bir yelkenli oluşuyor ve tam karşımda bitmesine çok az kalmış hayalim gerçeğe bir adım daha yakın artık.
Ben düşünce gücüne inanan bir insanım. Gerçekten içten, çok isteyerek sürekli istersek kapılar ilerleyen zamanlarda bir bir açılıp sana olanaklar sunuyor. Sana sadece peşinden gitmek kalıyor. Korkmayın, hayalinizin peşinden her zaman gidin. Kimi ev ister kimi araba ister kimi iyi bir eşim olsun ister… Ne istersek isteyelim gönülden isteyelim. Eminim inanarak istersek her şey mümkün.
Bu yazımızı da Büyük usta Nazım Hikmet’in bir şiiriyle kapatalım istiyorum.
HASRET
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Yazı ve Fotoğraflar: Sertan Sayın
Yapılmış Yorumlar (4)
Güzel anlatım. Teşekkürler..
Teşekkür ediyorum Taner Bey...
Büyük başarı ve azim tebrikler
Teşekkürler Pınar hanım