Teknemizin epoksi boya astarını attıktan sonra sıradaki işimiz, beyaz renk epoksi boya ile teknemizi beyaz bir meleğe çevirmek olacaktı. Yanlış hatırlamıyorsam ben teknemde 7 kg epoksi boya kullanmıştım. İlk başlarda boya rulosu ile boyamayı düşünüyordum. Üç, dört m²’lik deneme yaptım. Birkaç arkadaşın fikrini aldıktan sonra biraz mat kaldığına karar verdik. Karşı komşumda ufak bir kompresör vardı, onu aldım. İnternetten uygun fiyatlı bir adet boya tabancası ayarladım. Boya tabancası epoksi boyayı direk atamadı. Bu yüzden epoksiyi tiner ile incelterek uygulamak zorunda kaldım. 7 kiloya 2 kg epoksi tiner harcadım. İlk defa boya tabancası kullanacaktım. Önce tabancanın ayarlarını ayarladım, ufak denemelerle ucundan çıkan boyanın akmayacak şekilde bir kıvamda olmasını sağladım ve boyamaya başladım. Sizinde bildiğiniz üzere teknem açık alanda korumasız ortamdaydı. Rüzgarsız ve güneş batmasına üç saat kala boyama işlemine başlamıştım. Boyayı incelterek karıştırdım, hazırlıkları bitirdim, tam boyamaya başladım hafiften rüzgar ben geliyorum dedi :) Ben boyaya toz yapışır diye korkuyordum meğer daha büyük sorun yaratıyormuş. Bunu bir litre boya havaya karıştığında anladım.
Siz ne kadar yaklaştırırsanız yaklaştırın, boya tabancayla tekne arasından uçup havaya karışıyor. Tabancayla boyamak gerçekten zevkli ve hızlı oluyordu. İlk katı attığımda alacalı kalmıştı, altındaki astar halen kendini hissettiriyordu. İkinci katı vurduğumda tekne kendini göstermişti, parıl parıl parlıyordu. Üçüncü katı da vursaydım belki mükemmel olacaktı ama boyam yetmediği için iki katla yetinmek zorunda kaldım. İkinci katı ertesi gün akşam hava karardıktan sonra bitirmiştim.
Hiç unutmam Allah’a çok dua etmiştim. Allah’ım ne olur üstü toz olmasın, Allah'ım üstüne kuş pislemesin diye :) Pek duamın kabul olduğu söylenemez. Sabah erken saatte tekneyi incelemeye geldiğimde boya kurumuş ama tam sertleşme olmamıştı. Üzerini merdivenle incelediğimde kuşların tekneyi hedef tahtası gibi kullandığını gördüm. Allah'tan martı gibi büyük kuşlar değildi diye kendimi teselli ettim:) Boya kuruduktan sonra kuş pisliklerini zımpara ile kazıyıp rulo ile rötuş geçtim. Su hattını belirlemek biraz mühendislik gerektiren bir işti. Ben kolaya kaçtım. İnternetten aynı boy ve genişlikte teknelerin resimlerini inceledim, kendimce bir ölçü çıkardım. Boya bandıyla yerini işaretledim, araya güzel dursun diye başka bir hat daha çektim. Sonra Allah'a yine dua ettim ‘’İnşallah suya indiğinde kötü durmaz, suyun altında kalmaz.’’ diye. Kısmet, ilerleyen zamanlarda onu da göreceğiz. Tekne kendini göstermeye başladıkça hayallerimizde yoğunlaşmaya başlamıştı. Bir an önce denizle buluşsak artık diye sabırsızlıklar boy göstermeye başladı. Acele ile yapılan işler beraberinde hataları getirebiliyordu. Bir çok işi sil baştan yapmışımdır, sıkıldığımızda ara vermeli başka şeylerle stresi azaltmalı. Su hattı boyama işi de bittikten sonra bir tek zehirli boya işimiz kalıyor. Zehirli boyayı eğer havalar sıcaksa mutlaka boya atıldıktan birkaç gün içinde suya indirmek gerekiyor. Çünkü güneşe maruz kalan zehirli boya da şişmeler, kabarmalar oluşuyor. Bu duruma başka teknelerle şahit olduğum için zehirli boya işini tekneyi indirmeye karar vereceğim günlerde atacağım.
Teknenin içinde kış aylarında ısınmak için kendi yaptığım soba
Sizin de bildiğiniz üzere teknenin mobilyalarının kabasını yapıp dışına geçmiştik. Artık teknenin içine girip yaşam alanını bitirmeliydim. Kontrplakları kesip yatak odası, oturma odası, tuvaleti ve mutfağı hazırlamıştım. Kontrplak köşe birleşme yerlerine 10cm genişliğinde elyaf mutlaka uygulayın, esneme ve çatlak oluşumunu azaltacaktır. Teknenin tavan kısmındaki birleşme noktalarında ben 4cm’lik desenli çıtalar kullandım. Tekneye ayrı bir hava kattığını söyleyebilirim.
Yazı ve Fotoğraflar: Sertan Sayın
Yapılmış Yorumlar (1)
Var bir hayaliniz.